CHP Grup Başkanı ve CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel, “15 gün sonra Ankara’ya geleceksiniz. Vereceğiniz oy Cumhuriyet’in 100. yılında CHP’yi kimin, hangi kadroların nasıl yöneteceğine karar verecek. O güne kadar aklına ve vicdanına güvendiğiniz herkesle konuşun. Gençlerle, büyüklerle, gazete aldığınız bayiyle, ekmek aldığınız fırınla, alışveriş yaptığınız esnafla konuşun. Aklına ve vicdanına güvendiğiniz herkese değişimi sorun. Değişim olmazsa ne düşündüklerini sorun. Vicdanınıza, aklınıza güveniyoruz. Gelin Ankara’ya ve sokak, partinin üyesi ne diyorsa onu yapın. Karşıtlıklar üzerinden bir değişimin önünde durmak, farklılıklar, kişisel beklentiler, geçmiş meseleler üzerinden sokağın talep ettiği değişime karşı durmak Cumhuriyet’in 100. yılında CHP’nin, Atatürk’ün partisinin delegesinin yapacağı bir iş değildir” dedi.
CHP Grup Başkanı ve CHP Genel Başkan Adayı Özgür Özel, bugün CHP Burdur İl Başkanlığı’nı ziyaret etti. Özel, burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“İçinde bulunduğumuz süreç zorlu bir süreç. 14 ve 28 Mayıs seçimlerinin akşamında büyük üzüntüyü hep beraber yaşadık. Devamında örgütümüzde büyük bir üzüntü, motivasyonsuzluk vardı. Ardından biz CHP olarak hem bu büyük duygusal kopuşu doğru okumak hem seçmenimizi, üyemizi motive etmek hem de bir daha CHP seçimlerde ikinciliklere, ana muhalefet partisi olmaya, kaybetmeye mahküm olmasın diye bir değişim, dönüşüm sürecinin içinde yer aldık. Aslında bunu bütün CHP hep beraber ve genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun liderliğinde yapmalıydık. Üyemiz, tabanımız, sokak bizden bunu istiyordu. Genel Başkanımız ve Genel Merkez’deki kadrolarımız bu süreci bekleyerek, ardından da seçim yenilgisine ‘Kazanamadık ama kaybetmedik’ diyerek ve bundan sonraki süreci hiçbir şey olmamış gibi devam ettirme niyetiyle sürdürdüler.
“TEK ADAMLAR, MUHALEFETİN MORALSİZLİĞİNDEN, DAĞILMIŞLIĞINDAN, İNANÇSIZLIĞINDAN VE SEÇİME KATILIM ORANININ DÜŞMESİNDEN GÜÇ ALIYORLAR”
Bundan sonraki süreçte üyelerimizin ve örgütümüzün bir ve bütün halinde, bir şeye inanması çok önemli. Omuzlar düşüktü. Bizim omuzlar düşerse Tayyip Erdoğan’ın yürüyüşü düzeliyor. Neden? Çünkü bütün tek adamlar, muhalefetin moralsizliğinden, dağılmışlığından, inançsızlığından ve seçime katılım oranının düşmesinden güç alıyorlar. Değişim dediğimizde, nerede görülmüş, partide bir genel başkan adayı gidecek, gittiği yerde kalabalıklarla, değişim sloganlarıyla karşılanacak. Sokakta yürüyemeyecek. Partinin talebi elbette 4-5 Kasım’a yansıyacak. Ben bütün delegelerimizden Türkiye’de bin 200 delege seçtik. Bizim delegemize birileri diyor ki ‘Bu delege asker delegedir. Onu seçenler, seçilmesine katkı sunanlar, anahtar blok listelerine yazanlar ne derse onu yapar’. İlk başta imza bulmaz diyenler, şimdi ‘Kafa kafaya, değişimciler önde’ diyorlar.
“GELİN ANKARA’YA VE SOKAK, PARTİNİN ÜYESİ NE İSTİYORSA ONU YAPIN”
Ben değişimden yana değil, statükodan yana irade koymayı düşünen bütün delegelerimize bir tek çağrıda bulunuyorum. O çağrım şudur. 15 gün sonra Ankara’ya geleceksiniz. Vereceğiniz oy Cumhuriyet’in 100. yılında CHP’yi kimin, hangi kadroların nasıl yöneteceğine karar verecek. O güne kadar aklına ve vicdanına güvendiğiniz herkesle konuşun. Gençlerle, büyüklerle, gazete aldığını bayiyle, ekmek aldığınız fırınla, alışveriş yaptığınız esnafla konuşun. Aklına ve vicdanına güvendiğiniz herkese değişimi sorun. Değişim olmazsa ne düşündüklerini sorun. Vicdanınıza, aklınıza güveniyoruz. Gelin Ankara’ya ve sokak, partinin üyesi ne diyorsa onu yapın. Karşıtlıklar üzerinden bir değişimin önünde durmak, farklılıklar, kişisel beklentiler, geçmiş meseleler üzerinden sokağın talep ettiği değişime karşı durmak Cumhuriyet’in 100. yılında CHP’nin, Atatürk’ün partisinin delegesinin yapacağı bir iş değildir. Bizim delegemizin şah damarında parti, Atatürk, vatan sevgisi atar.
“CHP, BU ÇAĞDA BAŞKALARININ KONUŞMADIĞINI KONUŞAN BİR SİYASET YAPMAK DURUMUNDADIR”
Tüm üyelerimizden şunu bekliyorum. Sokağın, halkın nabzını tutun. O nabzı görevlendirdiğiniz delegelerinize, yöneticilerinize anlatın. Biz CHP’yi ikinciliklere mahkum edemeyiz. Biz CHP’yi 2023’te farklı yönleriyle bu halka yeniden anlatmak durumundayız. CHP, özellikle bu çağda başkalarının konuşmadığını konuşan, görmediğini gören, başkalarından duymadığını insanlara anlatan bir siyaset yapmak durumundadır.”
